image_not_found

ELASTOGRAFİ

Elastografi nedir?

Elastografi, dokuların sertliğini veya elastikiyetini ölçmek için kullanılan bir tıbbi görüntüleme tekniğidir. Daha basit bir dille açıklamak gerekirse bu yöntem, vücudumuzun içindeki yumuşak dokuların ne kadar sert ya da yumuşak olduğunu ve esneklik özelliğini ölçen bir yöntemdir. Elastografi ile elde edilen veriler elle dokunularak hissedilen verilere benzemekle beraber duyarlılığı daha yüksektir ve daha objektif veriler sunar.

Elastografi hangi cihazlarla yapılır?

Bu inceleme manyetik rezonans görüntüleme ve ultrasonografi cihazları ile yapılabilmektedir. Günümüzde maliyeti, süresi ve kolay tekrar edilebilir olması nedeni ile ultrason elastografisi ön plana çıkmaktadır. Ultrason elastografisi diğer adıyla sonoelastografi, ileri teknolojiye sahip ultrason cihazları ile yapılır. Bu cihazlar, dokuların sertlik veya esneklik özelliklerini ölçmek için özel yazılımlar ve donanımlar içerir.

Ultrason elastografi nasıl yapılır?

Hasta genellikle elastografi yapılacak alana göre uygun bir pozisyonda konumlandırılır. Örneğin, eğer karaciğer elastografisi yapılacaksa, hasta sırtüstü yatar ve karın bölgesi açıkta bırakılır. İşlem bölgesine ultrason jeli uygulanır. Bu jel, cihazın probunun ciltle olan temasını iyileştirerek ultrason dalgalarının vücut içine daha iyi iletilmesini sağlar. Ultrason cihazının probu, jel uygulanan bölge üzerinde nazikçe gezdirilir. Elastografi yapılacak organ veya lezyonun standart ultrason bulguları değerlendirilir. Daha sonra ultrason cihazı, elastografi moduna alınır. Genellikle günümüz cihazlarında, elastografi özelliği kullanılan tek bir tuşla aktive edilerek yapılabilmektedir. Bu modda, probdan yayılan ses dalgalarının dokular içindeki yayılımı ve dönüş bilgisini analiz edilerek dokunun sertlik seviyesi hesaplanır. Sonuçlar genellikle renk kodlu bir harita ve/veya sayısal bir değer ile gösterilir. Radyoloji uzmanı, elde edilen sonuçları değerlendirir ve rapor eder.

Ultrason elastografi çeşitleri nelerdir?

Hasta genellikle elastografi yapılacak alana göre uygun bir pozisyonda konumlandırılır. Örneğin, eğer karaciğer elastografisi yapılacaksa, hasta sırtüstü yatar ve karın bölgesi açıkta bırakılır. İşlem bölgesine ultrason jeli uygulanır. Bu jel, cihazın probunun ciltle olan temasını iyileştirerek ultrason dalgalarının vücut içine daha iyi iletilmesini sağlar. Ultrason cihazının probu, jel uygulanan bölge üzerinde nazikçe gezdirilir. Elastografi yapılacak organ veya lezyonun standart ultrason bulguları değerlendirilir. Daha sonra ultrason cihazı, elastografi moduna alınır. Genellikle günümüz cihazlarında, elastografi özelliği kullanılan tek bir tuşla aktive edilerek yapılabilmektedir. Bu modda, probdan yayılan ses dalgalarının dokular içindeki yayılımı ve dönüş bilgisini analiz edilerek dokunun sertlik seviyesi hesaplanır. Sonuçlar genellikle renk kodlu bir harita ve/veya sayısal bir değer ile gösterilir. Radyoloji uzmanı, elde edilen sonuçları değerlendirir ve rapor eder.

Ultrason elastografi çeşitleri nelerdir?

Günümüzde dokuların ultrason ile esnekliğini ölçen iki temel elastografi yöntemi mevcuttur. Bunlar serbest el ultrason elastografisi (strain elastografi) ve “shear wave” elastografidir. İki yöntem de, daha önce ultrason ile saptanmış olan bir lezyon ya da organın görüntüsü üzerine yazılım kullanılarak yapılır.

Serbest el ultrason elastografisi (strain elastografi): Doku üzerine baskı uygulandığında lezyonda ortaya çıkan değişikliklerin analiz edilmesi temeline dayanır. Dokunun bası ile ne kadar yer değiştirdiği hesaplanır ve bu değişim oranı skorlanır. Sert dokularda daha az deformasyon oluşurken, yumuşak dokularda daha çok deformasyon oluşmaktadır. Dezavantajı, uygulayıcıya bağlı sonuçlar vermesi ve sayısal değerlerle sonuçların sunulamamasıdır. Prob ile uygulanan basıncın bir standardının olmaması nedeni ile imaj ve elastisite değerleri arasında geniş değişkenlikler olabilmektedir. Bunu önlemek için, cihazlarda uygulanan baskı miktarını gösteren skalalar oluşturulmasına rağmen değişkenlik temel bir sorun oluşturmaktadır.

“Shear Wave” elastografi: Son nesil ultrason cihazlarında bulunan bir elastografi teknolojisidir. Bu yöntemde doku üzerine baskı uygulanmaz. Baskı yerine, dokuya kısa süreli, yüksek güçlü dalgalar uygulanmaktadır. Bu kuvvet, dokuda küçük yer değiştirmelere sebep olmaktadır. Yatay düzlemde olan bu yer değiştirmelere “shear wave” adı verilmektedir. Bu dalgaların dokuda ilerleme hızı ve karşılık gelen sertlik derecesi sayısal olarak ölçülebilmektedir. Doku ne kadar sertse, “shear wave” hızı o kadar yüksek olmaktadır. Bu teknikte baskı olmadığı için elde edilen hız değerleri objektif elastisite değerlerini gösterir ve uygulayıcıdan etkilenme minimumdur.

Elastografi ile doku ya da lezyon elastisitesini ölçmek neden önemlidir?

Doku veya lezyon elastisitesinin ölçümü, yani dokunun ne kadar esnek veya katı olduğunu anlamak, tıbbi teşhis ve hastalık yönetimi açısından büyük öneme sahiptir. Her bir doku tipinin kendine özgü bir elastisite profili vardır ve bu profil, dokunun sağlıklı olup olmadığı hakkında önemli ipuçları sağlar. Bazı hastalıklar dokunun yapısını değiştirir ve genellikle sertleşmeye neden olur. Örneğin, sirozda, karaciğer dokusu zamanla sertleşir. Elastografi, bu sertleşmeyi ölçerek bu tip hastalıkların varlığını ve ilerleyişini belirleyebilir.

İyi huylu (benign) tümörler genellikle yumuşakken, kötü huylu (malign) tümörler genellikle sert bir yapıya sahiptir. Elastografi, bu farklılık üzerinden lezyonların iyi veya kötü huylu olup olmadığına dair önemli bilgiler verebilir ve biyopsi gibi girişimsel işlemlere başvurulmadan önce ön değerlendirme yapılmasına imkan tanır. Elastisitenin ölçülmesi, hangi tedavi yönteminin uygulanacağına karar verilmesinde de yardımcı olabilir.

Bunun dışında, özellikle kronik hastalıklarda, tedaviye verilen yanıtın objektif bir şekilde izlenmesi gerekmektedir. Elastografi, tedavi sürecinde dokunun esnekliğinde meydana gelen değişiklikleri izleyerek tedavinin etkinliği hakkında bilgi verebilir. Yumuşak doku kanserlerinde tedaviye verilen yanıt elastografi ile izlenebilir. Tedavi sonucunda lezyonun sertliğinde azalma olması, tedavinin olumlu etkisini gösterir.

Kısacası, doku ve lezyon elastisitesinin ölçümü, doğru ve hızlı tanı koymak, etkili bir tedavi planı geliştirmek ve hastalığın takibini yapmak için önemli bir yere sahiptir. Elastografi sayesinde, daha ağır ve riskli tıbbi işlemlere gerek kalmadan hastalıklar hakkında değerli bilgiler elde edilebilir. Bu nedenle, elastografi günümüz tıbbında değerli bir tanı aracı olarak kabul edilmektedir.

image_not_found

Karaciğer elastisitesini ölçmek neden önemlidir, ne zaman kullanılır?

Karaciğer, vücudumuzun en büyük iç organıdır ve metabolizmayı düzenleyen, besinleri işleyen, toksinleri temizleyen ve çok çeşitli hayati fonksiyonları yerine getiren kritik bir organdır. Karaciğerin sağlığı, genel sağlık durumumuz üzerinde doğrudan etkilidir. Elastografi ile karaciğer elastisitesi ölçümü, karaciğerdeki olası hastalıkların tanısında önemli bir role sahiptir.

Karaciğer fibrozisi, karaciğerdeki sağlıklı dokuların yara dokusu (skar dokusu) ile yer değiştirmesidir ve çeşitli karaciğer hastalıklarının ilerlemesinin bir göstergesidir. Fibrozisin ileri evresi olan siroz, karaciğerin sertleşip işlevini yitirmesi durumudur. Elastografi, fibrozisin varlığını ve şiddetini değerlendirmeye, sirozun erken teşhisine ve karaciğerin ne kadar zarar gördüğünün belirlenmesinde yardımcı olur.

Elastografi, karaciğerdeki değişiklikler hakkında, vücuda girişimsel bir müdahalede olmadan, hastaya rahatsızlık vermeden ve hızlı bir şekilde bilgi sağlar. Elastografi sonuçları, doktorlara hastaların tedavi planını düzenleme ve gerektiğinde müdahale edilmesi gereken durumları belirleme konusunda rehberlik eder. Hastalığın seyri ve tedaviye yanıtın izlenmesi açısından da büyük önem taşır.

Karaciğer elastografi sonuçları diğer görüntüleme çalışmaları, laboratuvar test sonuçları ve klinik bulgularla birlikte ele alınmalıdır. Karaciğer hastalıklarının yönetiminde çok yönlü bir tanı süreci önemlidir. Elastografi sonuçları, hastanın sağlık durumu ve diğer tanısal bilgilerle birleştirilerek en uygun tedavi yönteminin belirlenmesine yardımcı olur. Bu entegre yaklaşım, gereksiz invaziv işlemlerin önlenmesine katkıda bulunur ve hastalar için daha güvenli ve daha etkin bir tedavi planlaması sağlar.

Meme lezyonlarında elastografi nasıl kullanılır ve önemi nedir?

Elastografi, memedeki lezyonların sertlik derecelerine göre iyi huylu veya kötü huylu ayrımına yardımcı olan ve geleneksel ultrasonun özgüllüğünü arttıran basit ve hızlı bir ultrasonografik yardımcı görüntüleme yöntemidir. Gereken olgularda inceleme sırasında lezyonların sertlikleri bu yöntem ile değerlendirilebilmektedir. Genellikle kötü huylu lezyonlar, normal dokuya ve iyi huylu lezyonlara göre daha serttir. Şüpheli lezyonlarda, elastografi ile elde edilen veriler, bazı hastalar için gereksiz biyopsi işlemlerinin önüne geçebilir. Elastografi sonuçlarına göre tedavi planlaması değişebilir veya daha hedeflenmiş müdahalelerde bulunabilir. Meme kanseri teşhisinde erken ve doğru tanı, hastalığın başarılı bir şekilde tedavi edilmesi için kritik öneme sahiptir. Elastografi, erken evre kanserlerin saptanmasına yardımcı olabilir. Ayrıca meme kanseri teşhisi konulmuş ve cerrahi öncesi kemoterapi alan hastalarda tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde de kullanılabilmektedir. Kısacası, meme lezyonlarında elastografi kullanımı, meme kanseri teşhisinde ve diğer meme hastalıklarının yönetiminde önemli bir role sahiptir. Ancak, elastografi sonuçları, hastanın tam klinik durumu, varsa diğer görüntüleme bulguları ve ek tanı yöntemleriyle birlikte ele alınmalıdır. Elastografi, genellikle bir tarama veya ön değerlendirme aracı olarak görülür ve tanı sürecindeki diğer unsurları tamamlayıcı niteliktedir. Doktorlar, elastografi dahil olmak üzere elde edilen tüm bilgileri dikkatlice değerlendirerek en uygun tanı ve tedavi planını oluşturur. Bu çok yönlü yaklaşım, hastalıkların doğru teşhis ve yönetimi için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, elastografi sonuçları tek başına hareket noktası olarak alınmaz, bütünsel bir değerlendirme içinde kapsamlı bir bakış açısı gerektirir.

Tiroid nodüllerinde elastografi nasıl kullanılır ve önemi nedir?

Tiroid bezi, boynumuzun ön kısmında, nefes borusunun hemen önünde yer alan kelebek şeklinde bir endokrin organdır ve vücudumuzdaki metabolizma hızını düzenleyen hormonlar üretir. Tiroid nodülleri ise tiroid bezinde oluşan ve genellikle iyi huylu (benign) küçük yumrulardır. Bununla birlikte, bazen bu nodüller kötü huylu (malign) da olabilir. Elastografi, bu iyi veya kötü huylu nodülleri ayırt etmeye yardımcı bir yöntemdir. Genellikle kötü huylu tiroid nodülleri, iyi huylulardan daha sert bir yapıya sahiptir. Elastografi nodülün doğasını anlamaya yardımcı olabilir ve kötü huylu nodüllerin erken teşhisinde rol oynayabilir. Nodüllerin takip ve yönetiminde, doktorunuza kritik bilgiler sağlayabilir ve gereksiz işlemlerin önüne geçebilir.

Elastografi sonuçlarının geleneksel ultrasonografi bulguları, tiroid fonksiyon testleri, hastanın klinik öyküsü ve fizik muayene bulguları da dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekir. Bir tiroid nodülünün doğasını anlamak için bütünsel bir yaklaşım, doğru teşhis ve etkili tedavi planlaması için gereklidir. Elastografi sonuçlarının tek başına hareket noktası olarak kullanılması yerine, bu sonuçlar kapsamlı bir değerlendirmenin parçası olarak ele alınmalıdır. Bu yaklaşım, hem gereksiz invaziv işlemlerin önlenmesine yardımcı olur hem de hasta için en iyi tedavi seçeneklerinin belirlenmesini sağlar.

Lenf nodlarında elastografi nasıl kullanılır ve önemi nedir?

Lenf nodları, vücudun enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı savunma sisteminin bir parçasıdır. Bu nodüller, vücudun çeşitli yerlerinde bulunurlar ve çeşitli hastalıklarda şişebilir veya sertleşebilirler. Kötü huylu lenf nodları genellikle iyi huylu olanlardan daha serttir. Elastografi, lenf nodlarının sertliğini ölçerek iyi huylu (örneğin, enfeksiyon kaynaklı) ve kötü huylu (örneğin, kansere bağlı) durumlar arasında ayrım yapılmasına yardımcı olabilir. Özellikle kanser hastalarında tedavi sürecinde lenf nodlarının durumu düzenli olarak kontrol edilir. Elastografi, tedaviye verilen yanıtı değerlendirmede kullanılabilir ve lenf nodların sertliğindeki değişiklikler tedavinin etkinliğine dair bilgiler sunabilir. Lenf nodu değerlendirilmesinde elastografi, biyopsi gibi daha invaziv yöntemlere başvurmadan önce önemli bilgiler sağlayabilir. Ancak, elastografi sonuçlarının her zaman ek tanı yöntemleri ve klinik bulgularla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini unutmamak önemlidir. Bu, tanı ve tedavi süreçlerinin en doğru şekilde yürütülmesini sağlar.

Ultrason elastografinin sınırlılıkları nelerdir?

Tek tip iyi huylu ya da kötü huylu tümör bulunmamaktadır. İyi huylu ve kötü huylu kitlelerin elastik özellikleri arasında, tümörlerin histolojik özelliklerinden yani yapılarından kaynaklanan örtüşmeler olabilmektedir. Meme tümörlerinde yapılan çalışmalarda, yumuşak elastik değerlere sahip kanserlerin, genellikle 1 cm’den küçük, düşük gradeli ve tarama ile tespit edilen kanserler olduğu belirtilmiştir. Bu çalışmalarda özellikle küçük lezyonlarda elastografinin biyopsi endikasyonunu ortadan kaldırmaması gerektiği de vurgulanmıştır.

Ayrıca elastografinin bazı teknik sınırlamaları bulunmaktadır. İmplantlı memelerde, implant, komşuluğundaki meme dokusunun esnekliğini etkileyebilmektedir. Ayrıca 4-5 cm’den daha derin yerleşimli lezyonlarda derinlik ve lezyonun olduğu bölgedeki meme kalınlığı ve memenin yoğunluğu elastografinin duyarlılığını etkileyebilmektedir. Bu nedenle, elastografi sonuçlarının tüm faktörler göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi önem taşır. Karaciğere yönelik yapılan elastografi incelemesinin bazı durumlarda yapılması mümkün olmayabilir. Karın içerisinde belirgin serbest sıvı bulunması, obezite ve doku yapısının uygun olmaması, solunum tutturamama veya hasta hareketlerini durduramama durumlarında, karaciğer konjesyonuna neden bazı kalp hastalıklarında, akut hepatit varlığında ve karaciğerde inflamasyon olması (ALT veya AST değerlerinin normalin 5 kat üzerinde olması) durumunda elastografi yapılması mümkün olmayabilir.

Ultrason elastografi incelemesini ne kadar sürer?

Elastografi işlemi, geleneksel ultrason incelemesine ek olarak gerçekleştirilir. Standart bir ultrason incelemesinin süresi, incelenen organ ve yapıya, yapılan değerlendirme türüne ve hasta koşullarına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Elastografinin eklenmesi genellikle toplam süreye yaklaşık 10 dakika ekler. Ancak, bu süre hastanın özel durumuna, incelenen bölgenin karmaşıklığına ve gerekli görüntü kalitesine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Ultrason elastografi ağrılı bir inceleme midir?

Elastografi, ağrısız bir incelemedir. İşlem geleneksel ultrason ile başlar ve elastografinin eklenmesi hastanın herhangi bir ek rahatsızlık hissetmesine yol açmaz. Her ultrason incelemesinde olduğu gibi elastografi sırasında cilt üzerinde probun hafif basısı hissedilebilir, ancak bu genellikle rahatsızlık verici değildir. Bazı nadir durumlarda, özellikle hassas veya iltihaplı bir bölge üzerinde çalışılıyorsa, hafif bir rahatsızlık hissedilebilir. Ancak bu, işlemi ağrılı kılmaz ve çoğu insan elastografiden rahatsızlık duymaz. Elastografi incelemesi için herhangi bir iğne kullanımı veya kesici alet kullanımı gerekmez. Eğer işlem öncesinde herhangi bir endişe veya sorunuz varsa, radyoloji doktorunuzla konuşmak iyi bir fikir olacaktır.

Ultrason elastografide radyasyon var mıdır?

Elastografi, ultrason temelli bir inceleme olduğundan ses dalgaları kullanılır ve dokuya herhangi bir zarar vermeden, hastayı radyasyon gibi etkenlere maruz bırakmadan yapılır. Bu da güvenli bir görüntüleme yöntemi olmasını sağlar.

Ultrason elastografi incelemesi için bir ön hazırlık gerekir mi?

Bazı incelemelerde ön hazırlıkların olması gerekebilmektedir. Örneğin; karaciğer elastografisi yapılacaksa, hastaların işlemden önce birkaç saat boyunca hiçbir şey yememeleri istenebilir. Bunun dışında, çoğu durumda özel bir ön hazırlığa gerek kalmaz. Tiroid, meme ve lenf nodu değerlendirmelerinde herhangi bir ön hazırlık bulunmamaktadır. Elastografi randevunuzdan önce doktorunuzla iletişime geçmek ve herhangi bir özel talimatı olup olmadığını öğrenmek en doğrusudur.

Elastografinin yan etkisi ya da zararı var mıdır?

Elastografi, ultrason teknolojisi temelinde ses dalgaları ile çalışır ve radyasyon içermez. Modern tıbbi görüntüleme yöntemlerinden biri olarak, geniş bir hasta yelpazesinde güvenle kullanılan bir işlemdir. Elastografi işlemi non-invazivdir, yani cildi kesme veya vücuda herhangi bir alet sokma gerektirmez. Bu nedenle enfeksiyon riski yoktur. İşlem sırasında ultrason incelemesine ek bir rahatsızlık hissi oluşmaz. İşlem sonrası hasta hemen normal günlük aktivitelerine dönebilir.

Yalnızca bu incelemede de her ultrason incelemesinde kullanıldığı gibi ultrason jeli kullanılmaktadır. Çok nadir de olsa bu jele karşı aşırı duyarlılık söz konusu olabilir. Özellikle, ultrason jeli gibi maddelere karşı bilinen bir alerjiniz varsa, bu durumu işlem öncesinde sağlık ekibinizle paylaşmanız önemlidir.

Elastografi yapıldıktan sonra öneriler nelerdir?

Elastografi sonrası hastalar kullanılan jelin temizlenmesi dışında özel bir bakıma ihtiyaç duymazlar. Hemen günlük normal aktivitelerine geri dönebilirler. Sonuçların ne anlama geldiğinin, herhangi bir anormallik tespit edilip edilmediğinin ve bunun tedavi planına nasıl etki edebileceğinin anlaşılması önemlidir. Sonuçlara göre ek testler veya takip taramaları önerilebilir. Eğer elastografi karaciğer için yapıldıysa ve sonuçlar karaciğer sağlığı ile ilgili problemleri gösteriyorsa, diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri önerilebilir. Elastografi sonuçlarının bir kopyasının saklanması da, ileride paylaşılması gerekebilecek durumlar için önerilmektedir.

DOKTORUNUZA SORUN

Diğer Uygulamalarımız

SİZİ ARAYALIM